ERKEKLERDE
CİNSEL İSTEK AZLIĞI
KOCANIZ
(veya SEVGİLİNİZ) NEDEN SEVİŞMEK İSTEMİYOR OLABİLİR?
Prof.
Dr. Doğan Şahin
Bu sorunun tek bir yanıtı yok. Çok
farklı nedenlerle eşiniz ya da sevgiliniz sizinle sevişmek itemiyor olabilir.
Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için birçok soruya yanıt vermek gerekecek. Bu
konuda en çok merak edilen soruları yanıtlamaya çalıştığım bu yazıyı
bitirdiğinizde kendinizle veya eşinizle ilgili de bazı şeyler öğrenmiş
olacağınızı umuyorum.
Erkeklerde
cinsel isteksizlik artıyor mu?
Öyle görünüyor. Son yıllarda giderek daha fazla sayıda erkek, cinsel
isteksizlik nedeniyle başvuruyor.
Daha
çok erkekler mi, eşleri mi başvuruyorlar?
Çoğunlukla eşlerin uzun süre söylenmeleri ve şikayet etmeleri gerekiyor.
Birçok erkek eşiyle sevişmiyor oluşunu çok fazla önemsemiyor. Yorgunluğa ya da
yoğunluğa bağlayıp, koşullardan kaynaklanan geçi bir durum olarak yorumlamak
eğiliminde oluyorlar. İşler bir düzelse sevişecek olduğunu sanıyorlar.
Bir de “eşim benimle sevişmiyor, ne yapabilirim?” diye başvuran kadınlar
oluyor.
Erkeklerde
cinsel isteksizlik çok olmaz diye düşünülür. Bu gerçekten böyle midir?
Evet, insanlar, erkeklerin her an sekse hazır olduklarını ve cinsel
isteklerinin azalmayacağını düşünürler. Cinsel isteksizlik nadir görülen bir
durum olmamasına karşın, erkekler ve kadınlar arasında erkeklerin hep istekli
oldukları miti yaygındır. Üstelik eşinde cinsel isteksizlik olan bir kadın bile,
hala böyle düşünmeye devam edebiliyor. Çünkü eşlerinde cinsel isteksizlik olan
kadınlar, ilk olarak başka bir kadın ihtimalini düşünüyorlar. Erkeklerde cinsel
isteksizlik olmayacağına göre, kendisiyle sevişmeyen adam, mutlaka başka
biriyle sevişiyordur. Velhasıl erkeklerin de cinsel isteklerinin azalmış
olacağına pek ihtimal vermezler.
Erkeklerde
cinsel isteksizlik ne kadar sıktır?
Çoğu batılı olan çeşitli uluslarda yapılan çalışmalarda, üretkenlik
çağındaki erkeklerin yaklaşık % 20’sinde cinsel isteksizlik olduğu
saptanmıştır. Bekâr erkeklerde cinsel isteksizlik, evli erkeklere göre 3 kat
daha fazla görülür. Ülkemizde cinsel isteksizliğin sıklığına dair yapılmış bir
çalışma yok ama son yıllarda önemli bir başvuru nedeni olduğunu söyleyebilirim.
Neye
cinsel isteksizlik deniyor? Cinsel isteksizlik denmesi için ne kadar azalması
gerekiyor?
Cinsel
istek bozukluğu, süreğen ve tekrarlayan bir biçimde cinsel fantezilerin ve
cinsel etkinlikte bulunma isteğinin azalmış olması ya da hiç olmaması
durumudur. Cinsel isteksizlik, cinsel yaşamın tümüne yayılmış olabilir ya da
bazı durumlarla ilgili olabilir. Mesela eşiyle sevişmek isteği duymayan biri mastürbasyon
yapabilir ya da erotik filmler izleyebilir. Cinsel isteksizliği olanlar cinsel
etkinliği çoğunlukla kendiler başlatmazlar, eşleri tarafından başlatıldığı
zaman da reddedebilir ya da görev gibi kabul edip gönülsüzce sevişebilirler.
Cinsel yaşantı sıklığı çoğu zaman düşük olsa bile, eşten gelen talepler ya da
fiziksel yakınlık veya samimiyet için cinsel ilişki sıklığı azalmamış olabilir.
Cinsel istek azlığı ile birlikte görülen ya da cinsel istek azlığına bağlı olarak gelişen cinsel işlev bozuklukları neler?
Cinsel istek azlığı ile birlikte görülen ya da cinsel istek azlığına bağlı olarak gelişen cinsel işlev bozuklukları neler?
Cinsel
isteğin azalmış olması uyarılma ve boşalma zorluklarına neden olabilir. Bazı
hastalar istekleri azalmış olduğundan sevişme sırasında konsantrasyonlarını
kaybettiklerinden sertleşmeleri bozulabilir ya da boşalmaya ulaşmadan cinsel
ilişkiyi bitirebilirler.
Başından beri cinsel isteği az olan
biri ile cinsel isteği sonradan azalan biri farklı mıdır?
Başlangıçta normal bir cinsel isteğin bulunduğu uzun bir dönemin olması tedaviye daha iyi yanıt olabileceği anlamına gelebilir. Ergenliğin başından beri olan cinsel isteksizlikte ise çoğunlukla psikoseksüel gelişim ya da tıbbi daha ciddi etkenler söz konusudur.
Başlangıçta normal bir cinsel isteğin bulunduğu uzun bir dönemin olması tedaviye daha iyi yanıt olabileceği anlamına gelebilir. Ergenliğin başından beri olan cinsel isteksizlikte ise çoğunlukla psikoseksüel gelişim ya da tıbbi daha ciddi etkenler söz konusudur.
Cinsel
isteksizliğin en sık görülen nedeni ne?
En yaygın neden sürdürmekte oldukları cinsel yaşamdan memnun
olmamaktır.
Belki güzel sevişmiyorlardır belki erkeğin istediği gibi değildir...
Çiftler genellikle birbirleriyle bir sorunları olmadığını, hatta
cinselliği bir kenara koyarlarsa çok iyi anlaşan bir çift olduklarını
söylerler. Ancak cinselliği bir kenara koyduğunuzda, yani partneriniz,
sevgiliniz ya da eşiniz olarak görmediğiniz insanlarla zaten daha kolay
anlaşırsınız. Biriyle iyi anlaşmak başka bir şey, arzulamak başka bir şeydir.Belki güzel sevişmiyorlardır belki erkeğin istediği gibi değildir...
Bir
erkek eşiyle cinsel yaşamından neden memnun olmuyor olabilir?
En sık rastlanan neden kişinin
hayalindeki cinsel yaşamla, eşiyle sürmekte olan cinsel yaşam arasındaki
farktır. Birçok erkek eşi kendi istediği gibi sevişmediği halde bu durumu
düzeltmek için çaba harcamaz mesela neler istediğini eşine söylemez. Aslında
birçok erkeğin eşlerinin cinsel olarak fazla etkin olmasını isteyip
istemedikleri konusunda kararsızlıkları vardır. Birçok erkek için, cinsel
olarak çekingen, mahcup ve cinselliğe meraklı olmayan bir kadın daha
saygıdeğerdir. Cinsel açıdan her türlü fanteziye açık, rahat bir kadın ise
yeterince saygın bulmaz. Dolayısıyla daha saygın bir kadın mı, daha seksi bir
kadın mı istediği konusunda kafası karışıktır. Bizim kültürümüzde bir çok
erkek, kadınlarını zihinlerinde saygın biri olarak korumak pahasına onlarla
doyumlu bir cinsel yaşamdan vazgeçerler. Daha arzulu, tutkulu ve zevkli bir
cinsel yaşamı ise fantezilerinde sürdürür ya da pornografi izleyerek ile yahut
paralı ya da kısa süreli ilişkilerde yaşamaya çalışır.
Erkekteki cinsel isteksizliğin başka ne tür nedenleri olabilir?
En sık
görülebilecek tüm nedenleri sıralayacak olursak..
Şizoid kişilik bozukluğu: Bebeklik dönemlerinde anneleriyle
yakın bir duygusal ve fiziksel ilişki içinde olamamış erkeklerde bir kadınla
cinsel yakınlık ve ilişki isteği az olabilir. Bu kişiler kendi başlarına cinsel
etkinliklerde bulunabilmelerine karşın bir eşle cinsel ilişki isteği
duymayabilirler. Mesela kişi mastürbasyon yapmasına karşın karısıyla sevişmek
konusunda gönülsüz olabilir. Bazı erkekler eşleri yan odada yatarken
internetten ya da televizyondan erotik filmler izlerler eşlerin sevişme
isteğinden çeşitli bahaneler uydurarak kaçınırlar.
Depresif, bağımlı kişilikler: Annelerine bebeksi bir bağımlılık içinde olan erkekler eşleriyle ya da sevgilileriyle cinsel olmayan duygusal ve fiziksel yakınlık kurabilmelerine ve bundan haz alabilmelerine karşın cinsel ilişkiye girmek istemeyebilirler. Annelerine de eşlerine de bağımlı ve aşırı düşkün olan bu erkekler ilişkide destek ve şefkat arayışı içinde olup erişkinliğin gerektirdiği cinsel yakınlıktan kaçınırlar.
Otizm Spektrum Bozuklukları ve Asperger: Nöro-gelişimsel bozukluğu ağır olan kişiler genellikle yakın ilişki kuramaz ve evlenemezler. Ancak daha hafif vakalar, ilişki kurmakta zorlansalar da özellikle karşı tarafın insiyatifi ile evlenmiş olabilirler. Duygusal etkileşim ve cinsel paylaşım istekleri az olacağı için çok sevişmek istemeyebilirler. Bu kişiler şu iki alanda sorunlar yaşarlar: 1) Sosyal etkileşim ve iletişim zorlukları: İletişim başlatma ve sürdürme zorlukları, göz kontağı kurma zorluğu; duygularını ifade etme güçlükleri 2) Tekrarlayıcı davranışlar: Basmakalıp, tekrarlayıcı hareketler; bir şeyin hep aynı şekilde yapılmasını istemek; rutine sıkı bağlılık, az sayıda konuya ilgi duyma ancak o konularla aşırı ilgilenme, duyusal az ya da aşırı uyarılma.
Eşcinsellik: Bazı erkekler eşcinsel olmalarına karşın bunun farkında olarak evlenir ya da kadınlarla ilişki kurarlar. Çevreye karşı gizlenme olma arzusuyla ya da aile üyelerinden gizleme amacıyla bu tarz bir yaşamı seçen bir erkek, genç yaşlarda fiziksel uyaranların ya fantezilerin yardımıyla bir kadınla cinsel ilişki kurabilir. Böylesi kimseler eşleriyle sevişirken bir erkeği düşünerek orgazm olabilirler. Ancak bir süre sonra bir kadınla cinsel ilişki sürdürme istekleri azalır ve ortadan kalkar. Bazen de eşcinsel bir erkek eşcinselliği kabul edilemez bulduğundan eşcinsel arzularını bastırır ve bunların farkında olmaz ve eşcinsellik karşıtı tutumlar göstermek yanında sık sevgili değiştiren çapkın bir erkek gibi davranabilir. Ancak evlendiğinde bir süre sonra ya da bir ilişkisi uzun sürdüğünde cinsel isteğini yitirir.
Depresif, bağımlı kişilikler: Annelerine bebeksi bir bağımlılık içinde olan erkekler eşleriyle ya da sevgilileriyle cinsel olmayan duygusal ve fiziksel yakınlık kurabilmelerine ve bundan haz alabilmelerine karşın cinsel ilişkiye girmek istemeyebilirler. Annelerine de eşlerine de bağımlı ve aşırı düşkün olan bu erkekler ilişkide destek ve şefkat arayışı içinde olup erişkinliğin gerektirdiği cinsel yakınlıktan kaçınırlar.
Otizm Spektrum Bozuklukları ve Asperger: Nöro-gelişimsel bozukluğu ağır olan kişiler genellikle yakın ilişki kuramaz ve evlenemezler. Ancak daha hafif vakalar, ilişki kurmakta zorlansalar da özellikle karşı tarafın insiyatifi ile evlenmiş olabilirler. Duygusal etkileşim ve cinsel paylaşım istekleri az olacağı için çok sevişmek istemeyebilirler. Bu kişiler şu iki alanda sorunlar yaşarlar: 1) Sosyal etkileşim ve iletişim zorlukları: İletişim başlatma ve sürdürme zorlukları, göz kontağı kurma zorluğu; duygularını ifade etme güçlükleri 2) Tekrarlayıcı davranışlar: Basmakalıp, tekrarlayıcı hareketler; bir şeyin hep aynı şekilde yapılmasını istemek; rutine sıkı bağlılık, az sayıda konuya ilgi duyma ancak o konularla aşırı ilgilenme, duyusal az ya da aşırı uyarılma.
Eşcinsellik: Bazı erkekler eşcinsel olmalarına karşın bunun farkında olarak evlenir ya da kadınlarla ilişki kurarlar. Çevreye karşı gizlenme olma arzusuyla ya da aile üyelerinden gizleme amacıyla bu tarz bir yaşamı seçen bir erkek, genç yaşlarda fiziksel uyaranların ya fantezilerin yardımıyla bir kadınla cinsel ilişki kurabilir. Böylesi kimseler eşleriyle sevişirken bir erkeği düşünerek orgazm olabilirler. Ancak bir süre sonra bir kadınla cinsel ilişki sürdürme istekleri azalır ve ortadan kalkar. Bazen de eşcinsel bir erkek eşcinselliği kabul edilemez bulduğundan eşcinsel arzularını bastırır ve bunların farkında olmaz ve eşcinsellik karşıtı tutumlar göstermek yanında sık sevgili değiştiren çapkın bir erkek gibi davranabilir. Ancak evlendiğinde bir süre sonra ya da bir ilişkisi uzun sürdüğünde cinsel isteğini yitirir.
Bazen
eşcinsel arzularını kısmen doyuran durumlarda eşleriyle birlikte olabilirken,
eşcinsel arzularını uyarmayan durumlarda isteksizlik gösterebilirler. Eşinin
başkasıyla birlikte olduğu fantezileri kurmak, eşinin eski cinsel ilişkilerini
anlattırmak, eşini başka erkeklerle birlikte olduğu fantezileri kurmaya
zorlamak bazen da eşini başka bir erkekle birlikte olmaya zorlamak gibi
eylemler eşcinsel arzuları uyarabilen ve kısmen doyuran durumlardır. Bazı
erkeklerde ise eşcinsel yönelimler heteroseksüel bir ilişkiyi engelleyebilecek
ölçüde güçlü değildir ama mesela erkeksi, güçlü, baskın kadınlarla olmak gibi
zorunluluklar yaratabilir ya da bir kadınla sadece anal yoldan ilişki
kurabilmeye olanak tanıyabilir. Eşcinsel yönelimi net olan bir kişiyi heteroseksüel
bir ilişkide işlev görmesini sağlamaya çalışmak uzun vadede yararsız olacağı
gibi uygun bir yaklaşım da değildir.
Cinsel kaçınmalar: Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de cinsel ilişkinin kimi yönlerinden rahatsızlık duyma söz konusu olabilir. Bazı erkekler eşlerinin kıllarından, cinsel organının kokusundan ya da bir hastalığı varsa akıntılardan rahatsızlık duyabilir ve bunlarla karşılaşmamak için cinsel yakınlıktan kaçınabilir.
Maskelenmiş parafililer: Hiçbir insanın cinsellikte arzuladığı şeyler başka birinin aynısı değildir. Ancak günümüzde başkalarının cinsel deneyimleri sinema, kitaplar gibi çeşitli yollardan öğrenildiğinden giderek insanların cinsel deneyimleri bir birine daha çok benzemeye başlamaktadır. Bazı insanlar kendi cinsel arzuları başka olsa da gördüğü ve işittiği şeylerin ortalamasını normal olarak kabul edip kendilerini buna uymaya zorlamaktadır. Oysa cinsel sapkınlık olarak kabul edilen teşhircilik, röntgencilik, fetişizm, cinsel sadizm, cinsel mazohizm vb gibi bir çok eğilim çok kişide de vardır. Kişinin kendi özel arzularından kaçıp, normal sandığı tarzlara yönelmeleri cinsel hazlarını azaltır. Bu şekilde tekrarlanan ve doyum vermeyen cinsel deneyimler bir süre sonra cinsel isteği de azaltabilirler. Eşleriyle sevişmek yerine mastürbasyon yapan ya da pornografi izlemeyi tercih eden erkeklerin bazıları, kendi özel cinsel arzularını eşlerine söyleyemeyen, onun yerine bu arzularını fanteziler yoluyla ya da filmlerde izleyerek doyurmaya çalışan kimselerdir. Bazı erkekler de kendi arzularını sapıkça buldukları için, eşlerini buna ortak etmek istemezler ve arzularını mastürbasyonla, film izleyerek ya da paralı ilişkiler veya “hafif” kadınlarla doyurmaya çalışırlar.
Ancak bazı insanlarda cinsel arzu cinsel ilişkinin tek bir bileşenine takılmıştır ve bir parterle cinsel ilişkiye izin vermez. Kişi bu arzularını bastırdığı için de ne parafilik yoldan ne de başka yoldan bir cinsel ilişki kurma arzusu duymaz. Eğer bu tür eğilimler cinsel ilişkiye izin vermeyecek kadar güçlü değillerse, kişinin cinsel arzularını fark etmesini ve cinsel yaşamına dahil etmesini sağlayacak tedavi yaklaşımları yararlı olacaktır.
Çocuk sahibi olmak istememek: Nadiren gözükse de özellikle bağımlı ve sorumluluk almaktan kaçınan erkekler, çocuk sahibi olmanın getireceği yükümlülüklerden kaçınmak için cinsel ilişkiye girmekten kaçınabilirler. Kısırlık tedavisi gören bir çift doktorlarının döllenmeye uygun olarak belirlediği zamanlarda erkeğin cinsel isteksizliği nedeniyle cinsel ilişkiye giremiyordu. Karısı çocuk sahibi olmayı çok istediği için karısının bu isteğine karşı çıkamıyor ama farkında olmaksızın cinsel isteksizlik geliştirerek çocuk sahibi olmalarını engellemiş oluyordu.
Psikiyatrik rahatsızlıklar: Kadınlarda olduğu gibi, depresyon başta olmak üzere bir çok psikiyatrik rahatsızlık cinsel isteği azaltır ya da geçici bir süre ortadan kaldırır. Cinsel isteği olumuz etkileyebilecek diğer psikiyatrik rahatsızlıklar şunlardır: yaygın anksiyete bozukluğu, özellikle cinsellikle ilgili olmak üzere obsesif-kompülsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, panik bozukluk, özellikle anksiyetenin yoğun olduğu dönemlerde şizofreni gibi psikotik bozukluklar. Cinsel istek azlığı psikiyatrik bir hastalığa ya da onun tedavisinde kullanılan ilaçlara bağlı ise, öncelikle hastalığın cinsel isteği etkilemeyen bir ilaçla tedavisi gerekir. Psikiyatrik rahatsızlık düzelme gösterdiği halde cinsel isteksizlik devam ediyorsa seks terapisi ya da soruna yönelik özel yaklaşımlar gerekebilir.
Stres ve üzüntü kaynağı olan yaşam olayları: Yas, ekonomik güçlükler, bir yakının hastalığı gibi kişide sıkıntı ve üzüntü yaratan olaylar ya da hayati önemi olan sorunlar cinsel isteği azaltabilirler. Bu durumda kişinin sorunlarına yardımcı olacak, destekleyici tutumlar işe yarayabilir.
Yaşla veya çekicilikle ilgili endişeler: Erkekler cinsel çekiciliklerini yitirme endişesi daha az duyarlar. Gene de bazı erkeklerde yaşlanmayla performanslarının azalmasıyla yüzleşmemek için cinsel ilişkiden kaçınma ve isteksizlik ortaya çıkabilmektedir.
Eşe ilgi kaybı: Erkeklerin ilişkinin ilerleyen dönemlerinde eşlerini anne gibi görmeye başlamaları ya da fiziksel görünümü değiştiği için eskisi kadar uyarıcı bulmamaları eşlerine yönelik cinsel isteğin azalması ortaya çıkabilir. Özellikle çocuk sahibi olduktan, yani eşleri genç bir kadın olmaktan çıkıp anne rolüne girdikten sonra eşlerine cinsel isteği azalan erkekler bazan genç bir delikanlı gibi yaşam sürmeye başlarlar. Artık anne olarak gördükleri eşleriyle cinsel ilgileri azalırken, eşlerine düşkünlükleri artar ama öte yandan daha genç kadınlarla kaçamaklar yapmaya başlarlar. Bu erkeklerle ilişkiye giren kızlar adamın bir gün eşini bırakıp kendileriyle evlenecekleri günü boş yere yıllarca bekleyebilirler. Ancak bu durum gerçekleşmez, çünkü koca eşini anne gibi görmeye başladıktan sonra eşine daha düşkün ve bağımlı olur, onun desteğine ve varlığında daha çok ihtiyaç duyar ama onunla cinsel yakınlıklardan mümkün olduğunca kaçınır.
Yakınlık sorunları: Ciddi Şizoid, Narsisistik ve Obsesif karakter patolojisi olan bireylerde ilişkinin başlangıç dönemlerine cinsel isteksizlik olmasa bile yakınlık ve bağlılık gelişmeye başladığı zaman ilişkiden uzaklaşma arzularının bir yansıması olarak cinsel istekte de azalma ortaya çıkabilmektedir.
Evlilik çatışmaları: Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde evlilik çatışmaları ve ilişki sorunlarına cinsel isteksizlikle yanıt verebilirler. Özellikle kızgınlık, kırgınlık duyguları eşle haz paylaşma isteğini azaltır. Bazen de evlilik sorunları depresyona veya anksiyete bozukluklarına yol açtığı için cinsel isteği de bozarlar.
Eşin cinsel beceri eksikliği: Erkekler kültürün etkisiyle cinsel tecrübesi olmayan “el değmemiş “ kızları eş olarak seçmek eğilimindedirler. Bu tecrübesizlik cinsel yakınlık sırasında nasıl davranılacağını bilememekten, yanıtsızlığa kadar çeşitli sıkıntılar yaratabilir. Erkekler bir yandan tecrübesiz kadınları seçerler ama bir yandan da özellikle kendi cinsel aktivitesinin iyi olduğunu görmek için eşinin etkileniyor olduğunu görmek isterlerter. Kendi erkeklik imgesine duyduğu güven eşine verebildiği cinsel hazla artıp azalabildiğinden, yanıt vermeyen, cinsel ilişkiye katılmayan bir kadın kocasının alacağı doyumu azaltabilir. Her ne nedenden olursa olsun uzamış doyumsuzluklar sonunda cinsel isteğin de azalmasına yol açabilir.
Katı dini ve ahlaki inançlar: Erkeklerde dini inançlar ve katı ahlaki görüşler cinsel isteği çok etkilemezler çünkü en katı dini ve ahlaki inanışlarda bile erkeğin cinsel istek ve haz duyması olağan ve beklenen bir durum olarak karşılanır.
Tıbbi nedenler cinsel isteksizlik yapabilir mi?
Cinsel kaçınmalar: Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de cinsel ilişkinin kimi yönlerinden rahatsızlık duyma söz konusu olabilir. Bazı erkekler eşlerinin kıllarından, cinsel organının kokusundan ya da bir hastalığı varsa akıntılardan rahatsızlık duyabilir ve bunlarla karşılaşmamak için cinsel yakınlıktan kaçınabilir.
Maskelenmiş parafililer: Hiçbir insanın cinsellikte arzuladığı şeyler başka birinin aynısı değildir. Ancak günümüzde başkalarının cinsel deneyimleri sinema, kitaplar gibi çeşitli yollardan öğrenildiğinden giderek insanların cinsel deneyimleri bir birine daha çok benzemeye başlamaktadır. Bazı insanlar kendi cinsel arzuları başka olsa da gördüğü ve işittiği şeylerin ortalamasını normal olarak kabul edip kendilerini buna uymaya zorlamaktadır. Oysa cinsel sapkınlık olarak kabul edilen teşhircilik, röntgencilik, fetişizm, cinsel sadizm, cinsel mazohizm vb gibi bir çok eğilim çok kişide de vardır. Kişinin kendi özel arzularından kaçıp, normal sandığı tarzlara yönelmeleri cinsel hazlarını azaltır. Bu şekilde tekrarlanan ve doyum vermeyen cinsel deneyimler bir süre sonra cinsel isteği de azaltabilirler. Eşleriyle sevişmek yerine mastürbasyon yapan ya da pornografi izlemeyi tercih eden erkeklerin bazıları, kendi özel cinsel arzularını eşlerine söyleyemeyen, onun yerine bu arzularını fanteziler yoluyla ya da filmlerde izleyerek doyurmaya çalışan kimselerdir. Bazı erkekler de kendi arzularını sapıkça buldukları için, eşlerini buna ortak etmek istemezler ve arzularını mastürbasyonla, film izleyerek ya da paralı ilişkiler veya “hafif” kadınlarla doyurmaya çalışırlar.
Ancak bazı insanlarda cinsel arzu cinsel ilişkinin tek bir bileşenine takılmıştır ve bir parterle cinsel ilişkiye izin vermez. Kişi bu arzularını bastırdığı için de ne parafilik yoldan ne de başka yoldan bir cinsel ilişki kurma arzusu duymaz. Eğer bu tür eğilimler cinsel ilişkiye izin vermeyecek kadar güçlü değillerse, kişinin cinsel arzularını fark etmesini ve cinsel yaşamına dahil etmesini sağlayacak tedavi yaklaşımları yararlı olacaktır.
Çocuk sahibi olmak istememek: Nadiren gözükse de özellikle bağımlı ve sorumluluk almaktan kaçınan erkekler, çocuk sahibi olmanın getireceği yükümlülüklerden kaçınmak için cinsel ilişkiye girmekten kaçınabilirler. Kısırlık tedavisi gören bir çift doktorlarının döllenmeye uygun olarak belirlediği zamanlarda erkeğin cinsel isteksizliği nedeniyle cinsel ilişkiye giremiyordu. Karısı çocuk sahibi olmayı çok istediği için karısının bu isteğine karşı çıkamıyor ama farkında olmaksızın cinsel isteksizlik geliştirerek çocuk sahibi olmalarını engellemiş oluyordu.
Psikiyatrik rahatsızlıklar: Kadınlarda olduğu gibi, depresyon başta olmak üzere bir çok psikiyatrik rahatsızlık cinsel isteği azaltır ya da geçici bir süre ortadan kaldırır. Cinsel isteği olumuz etkileyebilecek diğer psikiyatrik rahatsızlıklar şunlardır: yaygın anksiyete bozukluğu, özellikle cinsellikle ilgili olmak üzere obsesif-kompülsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, panik bozukluk, özellikle anksiyetenin yoğun olduğu dönemlerde şizofreni gibi psikotik bozukluklar. Cinsel istek azlığı psikiyatrik bir hastalığa ya da onun tedavisinde kullanılan ilaçlara bağlı ise, öncelikle hastalığın cinsel isteği etkilemeyen bir ilaçla tedavisi gerekir. Psikiyatrik rahatsızlık düzelme gösterdiği halde cinsel isteksizlik devam ediyorsa seks terapisi ya da soruna yönelik özel yaklaşımlar gerekebilir.
Stres ve üzüntü kaynağı olan yaşam olayları: Yas, ekonomik güçlükler, bir yakının hastalığı gibi kişide sıkıntı ve üzüntü yaratan olaylar ya da hayati önemi olan sorunlar cinsel isteği azaltabilirler. Bu durumda kişinin sorunlarına yardımcı olacak, destekleyici tutumlar işe yarayabilir.
Yaşla veya çekicilikle ilgili endişeler: Erkekler cinsel çekiciliklerini yitirme endişesi daha az duyarlar. Gene de bazı erkeklerde yaşlanmayla performanslarının azalmasıyla yüzleşmemek için cinsel ilişkiden kaçınma ve isteksizlik ortaya çıkabilmektedir.
Eşe ilgi kaybı: Erkeklerin ilişkinin ilerleyen dönemlerinde eşlerini anne gibi görmeye başlamaları ya da fiziksel görünümü değiştiği için eskisi kadar uyarıcı bulmamaları eşlerine yönelik cinsel isteğin azalması ortaya çıkabilir. Özellikle çocuk sahibi olduktan, yani eşleri genç bir kadın olmaktan çıkıp anne rolüne girdikten sonra eşlerine cinsel isteği azalan erkekler bazan genç bir delikanlı gibi yaşam sürmeye başlarlar. Artık anne olarak gördükleri eşleriyle cinsel ilgileri azalırken, eşlerine düşkünlükleri artar ama öte yandan daha genç kadınlarla kaçamaklar yapmaya başlarlar. Bu erkeklerle ilişkiye giren kızlar adamın bir gün eşini bırakıp kendileriyle evlenecekleri günü boş yere yıllarca bekleyebilirler. Ancak bu durum gerçekleşmez, çünkü koca eşini anne gibi görmeye başladıktan sonra eşine daha düşkün ve bağımlı olur, onun desteğine ve varlığında daha çok ihtiyaç duyar ama onunla cinsel yakınlıklardan mümkün olduğunca kaçınır.
Yakınlık sorunları: Ciddi Şizoid, Narsisistik ve Obsesif karakter patolojisi olan bireylerde ilişkinin başlangıç dönemlerine cinsel isteksizlik olmasa bile yakınlık ve bağlılık gelişmeye başladığı zaman ilişkiden uzaklaşma arzularının bir yansıması olarak cinsel istekte de azalma ortaya çıkabilmektedir.
Evlilik çatışmaları: Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde evlilik çatışmaları ve ilişki sorunlarına cinsel isteksizlikle yanıt verebilirler. Özellikle kızgınlık, kırgınlık duyguları eşle haz paylaşma isteğini azaltır. Bazen de evlilik sorunları depresyona veya anksiyete bozukluklarına yol açtığı için cinsel isteği de bozarlar.
Eşin cinsel beceri eksikliği: Erkekler kültürün etkisiyle cinsel tecrübesi olmayan “el değmemiş “ kızları eş olarak seçmek eğilimindedirler. Bu tecrübesizlik cinsel yakınlık sırasında nasıl davranılacağını bilememekten, yanıtsızlığa kadar çeşitli sıkıntılar yaratabilir. Erkekler bir yandan tecrübesiz kadınları seçerler ama bir yandan da özellikle kendi cinsel aktivitesinin iyi olduğunu görmek için eşinin etkileniyor olduğunu görmek isterlerter. Kendi erkeklik imgesine duyduğu güven eşine verebildiği cinsel hazla artıp azalabildiğinden, yanıt vermeyen, cinsel ilişkiye katılmayan bir kadın kocasının alacağı doyumu azaltabilir. Her ne nedenden olursa olsun uzamış doyumsuzluklar sonunda cinsel isteğin de azalmasına yol açabilir.
Katı dini ve ahlaki inançlar: Erkeklerde dini inançlar ve katı ahlaki görüşler cinsel isteği çok etkilemezler çünkü en katı dini ve ahlaki inanışlarda bile erkeğin cinsel istek ve haz duyması olağan ve beklenen bir durum olarak karşılanır.
Tıbbi nedenler cinsel isteksizlik yapabilir mi?
Erkekteki cinsel isteksizliğin
öncelikle tıbbi bir nedeni olup olmadığı anlaşılmalıdır. Çünkü pek akla gelmese
de çeşitli tıbbi durumlarda cinsel isteksizliğe neden olabilmektedir.
1)Hastalıklar:
Koroner yetmezlik, enfarktüs, böbrek üstü bezlerinin fazla ya da az çalışması,
cinsellik hormonlarının azlığı, tiroid hormonlarının azlığı ya da artışı,
epilepsi, beyin kanamaları gibi rahatsızlıklar cinsel ilgiyi azaltabilirler.
Ancak cinsel hormonların az olması cinsel isteği azaltabilirken, fazla olması
isteği artırmaz.
2) İlaçlar: Depresyon ilaçları, lityum, bazı tansiyon ilaçları, psikoz tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar cinsel isteği azaltabilmektedir
2) İlaçlar: Depresyon ilaçları, lityum, bazı tansiyon ilaçları, psikoz tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar cinsel isteği azaltabilmektedir
TEDAVİ
YARARSIZ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
Hormonları normal düzeylerde olan kişilere seks hormonları verilmesi yararsız olduğu gibi uzun vadede hormonal dengeyi bozduklarından zararlıdır.
Cinsel gücü artırdığı söylenen koç yumurtası, kuvvet macunu, bal, pekmez, fındık, fıstık , istiridye gibi çeşitli gıdaların bir yararı yoktur. Ancak kişi bunların yararlı olacağına inanırsa psikolojik olarak güven duyusu vererek kişiyi rahatlatabilir.
Depresyon ilaçları: Depresyonu olmayan birine verilen depresyon ilaçlarının bir çoğu cinsel isteği daha da azaltırlar.
Sakinleştiriciler: Hiçbir yararı olmadığı gibi, özellikle barbitüratlar cinsel isteği azaltırlar
Tedavi ilkeleri
İstek bozukluğunda nedeni çözmeyi hedefleyen, dinamik yönelimli seks terapisi daha iyi sonuç verirken klasik seks terapisine yanıt oranı nispeten düşüktür.
Tedavide nedenlere yönelik çözümler daha çok önem kazanır. Tedavide çiftin cinsel iletişimlerinin arttırılması, cinsel isteklerini daha rahat ifade edebilmelerinin sağlanması cinsel yaşamlarındaki kısıtlılıkların kaldırılması amaçlanır. Ancak tedavide en önemli unsur cinsel isteği engelleyen unsurların bulunup ortadan kaldırılması ile kişinin gizli kalmış arzu ve fantezilerinin uyandırılmasıdır.
Güncel ve nispeten daha yüzeyde olan bir etkene karşı gelişmiş cinsel istek veya tiksinme bozukluğunda uyarlanmış seks terapisi yöntemleri işe yarayabilir ve denenmelidir.
Daha erken dönemlere ait, kronik, yaşam boyu özellik gösteren ve derin dinamik nedenlerden kaynaklanan etkenler söz konusu ise sorunun ağırlığına göre dinamik yönelimli seks terapisi ya da uzun süreli psikanalitik terapiler tercih edilmelidir.
Seks terapisi
Evlilik çatışmaları, gebelik korkusu, cinsel fobiler veya kaçınmalar, katı dini inançlar, yaşla veya çekicilikle ilgili endişeler, eşe ilgi kaybı, yakınlık sorunları, eşin cinsel beceri eksikliği, güç dengesizliği, pasif agresif eş ve eşte cinsel işlev bozukluğuna sekonder gelişen istek bozuklukları için öncelikli olarak seks terapisi düşünülmelidir.
Dinamik yönelimli seks terapisi
Cinsel istek bozukluğu, maskelenmiş “perversiyonlar”, kişilik sorunları, cinsel kimlik veya yönelim sorunları, dirençli cinsel fobiler veya kaçınmalar, cinsel dürtüler üzerinde kontrolünü kaybetme korkusuna bağlı ise dinamik yönelimli seks terapisi daha uygun olabilir.
Bireysel, uzun süreli terapiler
Seks terapisi ile sonuç alınamayan ve dirençli ciddi kişilik bozuklukları, cinsel kimlik ve yönelim sorunları, dinamik seks terapisine yanıt vermeyen maskelenmiş perversiyonlar söz konusu ise uzun süreli psikanalitik terapiler yararlı olabilir.
YARARSIZ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
Hormonları normal düzeylerde olan kişilere seks hormonları verilmesi yararsız olduğu gibi uzun vadede hormonal dengeyi bozduklarından zararlıdır.
Cinsel gücü artırdığı söylenen koç yumurtası, kuvvet macunu, bal, pekmez, fındık, fıstık , istiridye gibi çeşitli gıdaların bir yararı yoktur. Ancak kişi bunların yararlı olacağına inanırsa psikolojik olarak güven duyusu vererek kişiyi rahatlatabilir.
Depresyon ilaçları: Depresyonu olmayan birine verilen depresyon ilaçlarının bir çoğu cinsel isteği daha da azaltırlar.
Sakinleştiriciler: Hiçbir yararı olmadığı gibi, özellikle barbitüratlar cinsel isteği azaltırlar
Tedavi ilkeleri
İstek bozukluğunda nedeni çözmeyi hedefleyen, dinamik yönelimli seks terapisi daha iyi sonuç verirken klasik seks terapisine yanıt oranı nispeten düşüktür.
Tedavide nedenlere yönelik çözümler daha çok önem kazanır. Tedavide çiftin cinsel iletişimlerinin arttırılması, cinsel isteklerini daha rahat ifade edebilmelerinin sağlanması cinsel yaşamlarındaki kısıtlılıkların kaldırılması amaçlanır. Ancak tedavide en önemli unsur cinsel isteği engelleyen unsurların bulunup ortadan kaldırılması ile kişinin gizli kalmış arzu ve fantezilerinin uyandırılmasıdır.
Güncel ve nispeten daha yüzeyde olan bir etkene karşı gelişmiş cinsel istek veya tiksinme bozukluğunda uyarlanmış seks terapisi yöntemleri işe yarayabilir ve denenmelidir.
Daha erken dönemlere ait, kronik, yaşam boyu özellik gösteren ve derin dinamik nedenlerden kaynaklanan etkenler söz konusu ise sorunun ağırlığına göre dinamik yönelimli seks terapisi ya da uzun süreli psikanalitik terapiler tercih edilmelidir.
Seks terapisi
Evlilik çatışmaları, gebelik korkusu, cinsel fobiler veya kaçınmalar, katı dini inançlar, yaşla veya çekicilikle ilgili endişeler, eşe ilgi kaybı, yakınlık sorunları, eşin cinsel beceri eksikliği, güç dengesizliği, pasif agresif eş ve eşte cinsel işlev bozukluğuna sekonder gelişen istek bozuklukları için öncelikli olarak seks terapisi düşünülmelidir.
Dinamik yönelimli seks terapisi
Cinsel istek bozukluğu, maskelenmiş “perversiyonlar”, kişilik sorunları, cinsel kimlik veya yönelim sorunları, dirençli cinsel fobiler veya kaçınmalar, cinsel dürtüler üzerinde kontrolünü kaybetme korkusuna bağlı ise dinamik yönelimli seks terapisi daha uygun olabilir.
Bireysel, uzun süreli terapiler
Seks terapisi ile sonuç alınamayan ve dirençli ciddi kişilik bozuklukları, cinsel kimlik ve yönelim sorunları, dinamik seks terapisine yanıt vermeyen maskelenmiş perversiyonlar söz konusu ise uzun süreli psikanalitik terapiler yararlı olabilir.
bence etkili bir blog olmuş tebrikler .
YanıtlaSilTabi bizim göz zevkimiz yok dimi hep kadınlar fiziğine iyi baksın bakımlı olsun guzel olsun adam da gelsin eve donla otursun koca göbeğini kaşısın ama kadın bakımlı olsun.bu özgüven erkeklere nerden geliyor ya
YanıtlaSilKadınlar haklı onların da zevki var heralde
YanıtlaSilWalla ne varsa eskide var 4.5 esi olan adamlar devamli seks adam sperm uretiyoo buju bosaltmasi lasim tek esle olmuyur basim agriyoo dus almam lasim bahaneler bahanelrr yoruldum
YanıtlaSilBir çok erkekte isteksiz.biri de benimki.ya başı ağrıyor ya yorgun.
YanıtlaSilBir erkek ne kadar sağlıklı, cinsel iktidarı yerinde olursa olsun; eğer ki eşi onu küçümsüyorsa, herkes içinde saygısızlık yapıyorsa, küfür-hakaret içerikli sözler sarf ediyorsa, evde tişört-eşofmanla dışarıda en şık kıyafetle makyaj ve parfüm kokularıyla geziyorsa, sadece kendi canı isteyince sekse yanaşıp başka zaman oralı olmuyorsa, kocasının iyi niyetli yaptığı şeyleri beğenmiyorsa, sürekli yerli-yersiz eleştiriyorsa cinsel birliktelik asla yaşanmaz. Kadın isterse dünyanın en güzel yüzüne ve fiziğine sahip olsun, erkek bu tür haksızlıklara maruz kalıyorsa asla dönüp bakmaz. Böylelerine ancak haydi güle güle sana denir. Bugün toplum içindeki kamu kurumu, kuruluş ve a.v.m'lerdeki erkek ve bayan wc'lerini bir karşılaştırın. Hangileri daha pislik içinde acaba? Bir çok kadın ne yazık ki cinsel organlarını daha temizlemeyi bile bilmiyor, üstelik o wc'leri leş gibi bırakıp çıkıyorlar. Bir kadın vücut temizliğini doğru yapmıyorsa, iç çamaşırını temiz tutmayıp, düzenli olarak değiştirmiyorsa ve buna bağlı olarak kocasını bu görüntü ve kokularla yatakta karşılıyorsa; kadın kendi isteyince cilve yapıp ta, kocasının önünde gönülsüz ölü balık gibi yatarsa, erkek adam ne yapsın? Erkek isterse çeşit çeşit cinsel takviye ilacı, hap map içsin. Kuş uçmaz, ötmez olur... Beğenen alır, beğenmeyen arkasını dönüp gider...
YanıtlaSil