THE WALL: Ne kadar kendi ailemizin ne kadar toplumun ürünüyüz?
Doğan Şahin
GİRİŞ
Bu filmi ilk seyrettiğimde
iyi bir toplumsal eleştiri filmi olduğunu düşünmüştüm. Otuz yıl sonra tekrar
izlediğimde bir kişinin ruhsal sorunlarını başarılı bir dışsallaştırma ile toplumsal
bir eleştiriye dönüştüren bir film olduğunu düşündüm.
Bu filmi ilk seyrettiğim
vakit, babasını savaşta kaybetmiş yetim bir çocuğun dramı üzerinden çocukları
babasız bırakan savaşı ve o savaşa yol açan sistemi eleştiren bir film olduğunu
düşünmüştüm. İkinci kez seyrettiğimde bunun yanında babasını kaybettiği için
annesinden sağlıklı bir şekilde ayrılamayan ve bireyselleşemeyen bir çocuğun
hikayesi olduğunu da gördüm.
Herhangi bir insanın kişiliği
üzerinde en fazla iki şey etkili olur. İlki ve daha önemli olanı yakın
ilişkileri ve aile dinamikleri, ikincisi ise toplumdur. Ancak toplum, en
azından çocuk sosyalleşene kadar çoğunlukla doğrudan etki etmez, ebeveynlerini
etkileyerek etki eder. Bu filmde her ikisinin etkileri de gayet iyi anlatılmış.
İlk seyrettiğim zaman, o yıllarda hayata daha politik bakıyor olmamın da
etkisiyle dikkatimi daha çok toplumsal ve politik etkenler çekmişti. Savaş tüm
yıkıcılığı ile öylesine güçlü bir etkendi ki onun etkisi altındaki bireysel
hikayeyi çok iyi görememiştim. Bu kez kasten tersini yapacak, daha çok bireysel
hikayeye ve psikolojik etkenlere odaklanacağım.
Bu makalemin tamamı Birey ve Toplumun Psikodinamikleri Üzerine Yazılar isimli kitabımda yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder